Yeşil İnciler, düzenledikleri etkinlik çerçevesinde; 51 yaralı ailenin manevi olarak yanlarında olduklarını belirtmek adına başlattıkları ziyaretlerinde üçüncü ziyaretlerini Teksas taraftar grubu Amigosu Selim Kurtulan’ın eşi Özlem Kurtulan’a yaptılar.
Diğer ziyaretlerinden farklı olarak; Bu sefer yaralı bir anne yüreği değil, hayatı boyunca can yoldaşının yanında olmaya söz veren bir eş vardı karşılarında. Güçlüydü Özlem Kurtulan. Yüreği yanıyordu fakat başı dik, alnı aktı.
Maç gününden başladı anlatmaya;
"Bursa piyon olarak kullanıldı! Burada planlanmış bir şeyler var. Maalesef ama yine kullanıldık… Her şey önceden biliniyordu. Maç günü 16.30′da Beşiktaş taraftarının Orhangazi’den döndürüleceği anons olarak geçilmiş, fakat taraftarlarımıza bir şey söylenmiyor. 16.30’da gelen haber bizlere 19.00’da söyleniyor. Ortalık kızıştırılmaya çalışılıyor. Olaylar belli… Emellerine de ulaştılar, istedikleri oldu. Ne diyebiliriz ki?
Gazeteler de manşet manşet isimler çıktığında, daha aranma kararı alınmamıştı Selim için… Yine İstanbul basınında şişirildi olaylar. Canlı telefon bağlantısı ile bağlanıp ‘Olay zamanı orda değildim’ demesi hiçbir etki yaratmadı eşim açısından… Basında olaylar öyle bir şekillendirildi ki; Olayları eşim organize etti olarak biliniyor… Görüntüsü yok, telefon konuşması yok, belge yok. Neye dayanarak 3 aydır içeride eşim? Maç günü itibariyle Selim orda olmasa da suçlu bilindi ve belirsizlik neticesinde 3 aydır cezaevinde…Belli bir toplumsal olay yaşandı, mobese kameralarından takip edild. 9 saatlik ifade sonrasında bir kısmı alındı, bir kısmı alınmadı. Ben adalete güvenmiyorum artık. Benim bu yaşadıklarımın hesabını kim verecek?
En başta olması gereken il güvenlik toplantısı yapılmadı. Herhangi bir Anadolu takımı geldiğinde bile, bizlerin bir husumetimiz olmamasına rağmen o kadar güvenlik önlemi alınıyordu. Emniyet müdürü, güvenlik kurulu üyelerimiz, itfaiyecilerimiz, ambulanslar hepsinin beraber olduğu bir toplantı ile kararlar alınıp, ince elenip sık dokunuyordu her şey. Ki bu gelen takım belli, deplasman da 3 yaralı vermişiz… Bizlerin canının hiç mi kıymeti yok? Şehrimizin güvenliği için toplantı yapılmıyor, il güvenlik toplantısının yapılmaması ne demektir?
Şehrimizin polisleri ‘teröristler’ diye hitap ediyor Bursaspor taraftarlarına, kendi şehirlerinin taraftarlarına. Bu taraftar değil miydi geçen sene takımını şampiyon yapan? Fair play ödülünü alan? Şehitlerine sahip çıkan, bayrağını başının üstünde taşıyan? Bu taraftar değil miydi Ermenistan maçında devlet büyükleri başta olmak üzere misafirlerini en iyi şekilde ağırlayan? Stadında, diğer statlarda ki gibi ‘kırmızı’ anonsu yapılmadan bir dakika susmayan? 90 dakika boyunca memleketini en iyi şekilde destekleyen? Ertesi gün binlerce tebrik mesajı alan, takdir edilen, övülen?
Bir kere daha pilot bölge olarak kullanılmanın ne kadar kötü bir şey olduğunu anladık. Mübarek ramazan ayında neşemiz kalmadı, huzurumuz kalmadı. Selim zamanında tribünü bıraktığında, geceleri bile arayıp vazgeçirmeye çalıştılar. Başarılı da oldular, şimdi geri dönmesini isteyen insanlar nerede? Biz Bursaspor aşığız, biliyorlar Bursaspor için canımızı veririz. O yüzden kullanıyorlar bizi. Bizler renklere aşığız, kişilere değil.
Vali ile görüştük. 'Başsavcı ile görüşeceğim, en kısa zamanda mahkeme olur da, suçlu ve suçsuz yerini bulur inşallah' dedi. Emniyet müdürümüz ile görüştük; 'Elimizden bir şey gelmiyor. Bekliyoruz.' dedi. Aileler bir araya gelerek, Özlüce’de basın açıklaması yapmıştık. Arkasından Gomel maçında yürüyüşümüz ve basın açıklamamamız oldu. Keşke bir şeyler yapabilsek ama yapamıyoruz, elimizden hiçbir şey gelmiyor."
Diğer ziyaretlerinden farklı olarak; Bu sefer yaralı bir anne yüreği değil, hayatı boyunca can yoldaşının yanında olmaya söz veren bir eş vardı karşılarında. Güçlüydü Özlem Kurtulan. Yüreği yanıyordu fakat başı dik, alnı aktı.
Maç gününden başladı anlatmaya;
"Bursa piyon olarak kullanıldı! Burada planlanmış bir şeyler var. Maalesef ama yine kullanıldık… Her şey önceden biliniyordu. Maç günü 16.30′da Beşiktaş taraftarının Orhangazi’den döndürüleceği anons olarak geçilmiş, fakat taraftarlarımıza bir şey söylenmiyor. 16.30’da gelen haber bizlere 19.00’da söyleniyor. Ortalık kızıştırılmaya çalışılıyor. Olaylar belli… Emellerine de ulaştılar, istedikleri oldu. Ne diyebiliriz ki?
Gazeteler de manşet manşet isimler çıktığında, daha aranma kararı alınmamıştı Selim için… Yine İstanbul basınında şişirildi olaylar. Canlı telefon bağlantısı ile bağlanıp ‘Olay zamanı orda değildim’ demesi hiçbir etki yaratmadı eşim açısından… Basında olaylar öyle bir şekillendirildi ki; Olayları eşim organize etti olarak biliniyor… Görüntüsü yok, telefon konuşması yok, belge yok. Neye dayanarak 3 aydır içeride eşim? Maç günü itibariyle Selim orda olmasa da suçlu bilindi ve belirsizlik neticesinde 3 aydır cezaevinde…Belli bir toplumsal olay yaşandı, mobese kameralarından takip edild. 9 saatlik ifade sonrasında bir kısmı alındı, bir kısmı alınmadı. Ben adalete güvenmiyorum artık. Benim bu yaşadıklarımın hesabını kim verecek?
En başta olması gereken il güvenlik toplantısı yapılmadı. Herhangi bir Anadolu takımı geldiğinde bile, bizlerin bir husumetimiz olmamasına rağmen o kadar güvenlik önlemi alınıyordu. Emniyet müdürü, güvenlik kurulu üyelerimiz, itfaiyecilerimiz, ambulanslar hepsinin beraber olduğu bir toplantı ile kararlar alınıp, ince elenip sık dokunuyordu her şey. Ki bu gelen takım belli, deplasman da 3 yaralı vermişiz… Bizlerin canının hiç mi kıymeti yok? Şehrimizin güvenliği için toplantı yapılmıyor, il güvenlik toplantısının yapılmaması ne demektir?
Şehrimizin polisleri ‘teröristler’ diye hitap ediyor Bursaspor taraftarlarına, kendi şehirlerinin taraftarlarına. Bu taraftar değil miydi geçen sene takımını şampiyon yapan? Fair play ödülünü alan? Şehitlerine sahip çıkan, bayrağını başının üstünde taşıyan? Bu taraftar değil miydi Ermenistan maçında devlet büyükleri başta olmak üzere misafirlerini en iyi şekilde ağırlayan? Stadında, diğer statlarda ki gibi ‘kırmızı’ anonsu yapılmadan bir dakika susmayan? 90 dakika boyunca memleketini en iyi şekilde destekleyen? Ertesi gün binlerce tebrik mesajı alan, takdir edilen, övülen?
Bir kere daha pilot bölge olarak kullanılmanın ne kadar kötü bir şey olduğunu anladık. Mübarek ramazan ayında neşemiz kalmadı, huzurumuz kalmadı. Selim zamanında tribünü bıraktığında, geceleri bile arayıp vazgeçirmeye çalıştılar. Başarılı da oldular, şimdi geri dönmesini isteyen insanlar nerede? Biz Bursaspor aşığız, biliyorlar Bursaspor için canımızı veririz. O yüzden kullanıyorlar bizi. Bizler renklere aşığız, kişilere değil.
Vali ile görüştük. 'Başsavcı ile görüşeceğim, en kısa zamanda mahkeme olur da, suçlu ve suçsuz yerini bulur inşallah' dedi. Emniyet müdürümüz ile görüştük; 'Elimizden bir şey gelmiyor. Bekliyoruz.' dedi. Aileler bir araya gelerek, Özlüce’de basın açıklaması yapmıştık. Arkasından Gomel maçında yürüyüşümüz ve basın açıklamamamız oldu. Keşke bir şeyler yapabilsek ama yapamıyoruz, elimizden hiçbir şey gelmiyor."
0 yorum:
Yorum Gönder