23 Eylül 2013 Pazartesi

Çağlayan'ın ardından...

Bursaspor altyapısının son dönemlerde yetiştirdiği en büyük yıldız adaylarındandı Oğulcan Çağlayan. Henüz resmiyet kazanmasada artık Galatasaray’da...

Hafta içi Galatasaray ile Galatasaray A2 Takımı arasında oynanan ve A Takım’ın 6-1 kazandığı maçta A2’nin tek golünü atan isim olmuş Oğulcan. Aslında transfer resmiyete dökülmeden çok yazma niyetim yoktu ancak artık bu işin geri dönüşü olmadığına göre genç kardeşimiz hakkında bir yazı yazmak farz oldu.

2010 yılının sonlarına doğru geldi Ankaraspor’dan Bursaspor altyapısına Çağlayan, 2010-2011 sezonunun ikinci yarısında  U15 Takımımız ile 10 maça çıktı ve sezon sonunda Türkiye Şampiyonu olan U16 Takımımızın Türkiye Finalleri kadrosundaydı. Ertesi sezon yine kendi yaşıtlarıyla U16 Ligi’nde mücadele eden Oğulcan, takımımızın Marmara Grubu’nda çıktığı 22 maçtada görev alırken Bursaspor U16 Takımı grubu 4.sırada bitirip finallere gidemesede attığı 74 golle grubun en golcü takımı olmuş Oğulcan’da 29 gole imza atarak gol kralı ünvanını kazanmıştı. Oğulcan iyi geçen sezonun ardından yine 95 jenerasyonu kadrosuna alınıp Türkiye Finalleri’ne gidiyor ve Bursaspor U17 Takımı ile birlikte üst üste ikinci kez şampiyonluk madalyasını alıyordu.

Biyonik adam
Ve artık iyice yıldızın parladığı sezon gelip çatıyordu Oğulcan için; 2012-2013. Sezonun ilk yarısı bittiğinde Oğulcan’ın çıktığı maç sayısı hanesinde 27 yazıyordu.  14 kez Bursaspor A2, 12 kez Bursaspor U18, 1 kez Bursaspor U17’de forma giyip hepsinde de gol kaydederek  Bursaspor tarihinde bir sezonda 3 kategoride birden gol atan oyuncu olarak tarihe geçiyordu.
Özellikle 10 günlük periyotta 4’ü deplasman maçı olmak üzere 6 maçta forma giyerek Biyonik Adam ünvanını alan Oğulcan yaklaşık 2 aylık bir sakatlık geçirmesine rağmen sezonu 21 kez A2, 20 kez U18, 4 kez de U17’de forma giyerek toplam 45 maç oynayarak tamamladı.

Milli Takım macerası
U16 Ligi’nde gol krallığına oynadığı sezon Milli forma ile de tanıştı genç krampon  10 kez U16 Milli Takımı’nın formasını giydi 9 gol attı, Millilerin 3.bitirdiği Viktor Bannikov Turnuvası’nın gol kralı oldu. 6 kez giydiği U17 Milli Takımı formasıyla ise 1 gol kaydetti. 1 seneden bu yana Milli Takımla yolları kesişmedi, sebebi ise tam bir karakutu. Galatasaray transferi bu konuda tekrar önünü açacaktır.

Ertuğrul Sağlam, Hikmet Karaman ve A Takım...
Bomba gibi başladığı 2012-2013 sezonunun henüz 2.ayında yani Ekim 2012’de Ertuğrul Sağlam onu Özlüce’ye davet ediyor ve artık A Takım ile çalışmalara çıkıyordu.  Aralık ayının sonlarına doğru ise A2 Takımı ile çıktığı maçta sakatlanan ve yaklaşık 1.5-2 ay sahalardan uzak kalan golcü için bu büyük talihsizlikti zira devre arası kamp şansını kaçırmış ve onu A Takıma alan Ertuğrul Sağlam bu geçen süreçte istifa etmişti. Ertuğrul Hoca’dan sonra göreve gelen Hikmet Karaman’da onu A Takım’da tutmuştu ancak sezon boyunca  Bursaspor’da yaklaşık 10-12 oyuncu amatörden profosyonelliğe geçirilirken Oğulcan bu isimlerden biri olmayı başaramamıştı. Arkadaşları bir bir profosyonelliğe geçerken ona söylenen  yetiştirme tazminatının yüksek olması nedeniyle ‘’18 yaşını bekle ondan sonra prof imzalarız’’ sözleri onu yinede mücadeleden yıldırmıyordu. Prof kontratı olmamasına rağmen yeni sezon öncesi takımın Avusturya kampı kadrosunda da kendine yer bulmayı başarmıştı Çağlayan ancak kampın 12.gününde 7 arkadaşıyla birlikte yurda gönderilmesi sanırım ipleri koparan gelişme oldu.

Avusturya kampı dönüşü konuştuğumuzda ‘’Benim burada önüm kapalı abi, eşit şans bulamıyorum. Mevkimdeki diğer arkadaşların aldığı süreleri biliyorsun ben ise kampta 10 dakika oynayabildim’’ diyerek dert yanmıştı. Çağlayan artık Galatasaray ile idmanlara çıktığı için bunları yazmamın artık pek sakıncası yok ayrıca kampta Batalla’nın tercümanı ile birlikte  kendisinin  yanına gelip ‘’Sen neden hiç oynamıyorsun?’’ diye sormasınıda tebessüm ederek anlatmıştı genç golcü.

2012’nin Ekim’inde A Takıma yükselmesine rağmen 2013 Ağustos’a kadar prof sözleşme imzalattırılmayan Oğulcan’ın ayrılması bir taraftar olarak beni üzen karar olsada bi abisi olarak ondan umutluyum. 

Geçen sezon öncesi aynı transfer dedikoduları Batuhan Altıntaş için çıkmıştı o dönem Batuhan’a  gitmemesi ve harcanma ihtimalinin yüksek olacağı yönünde tavsiyelerde bulunmuştum ilerleyen dönemlerde de Batuhan Bursaspor’da profosyonelliğe adım atmıştı. Ancak daha sonra Hikmet Karaman onu sol bekte falan oynatmamya kalkışıp harcamaya niyetlenince hep o konuşmalarımız gelmişti aklıma neyse ki ucuz kurtuldu Batuhan. Bu sene Enes ile birlikte takımın yerli santraforları konumundalar her ne kadar Enes şimdilik daha önde gibi dursada Batuhan’da Milli Takımlarda gollerini atmaya devam ederek formda olduğunu gösteriyor.

Bu kadar kolay olmamalıydı
Yeniden Oğulcan’a dönecek olursak onun üzerinde emeği olan tüm altyapı hocalarımıza ben teşekkürü bir borç biliyorum. Gerçekten onların emeği, Oğulcan’ın yeteneği ile birleşti ve ortaya böyle bir potansiyel çıktı. Ancak onlar ne kadar teşekkürü hak ediyorsa oyuncunun prof yapılması konusunda ihmali olan tüm yetkilileride sitemi hak ediyor bence. Bu kadar potansiyelli bir oyuncuyu  teknik kadrodan bir talep gelip gelmemesine bakılmaksızın profosyonelliğe geçirilmemesi bence büyük bir ihmal. Tamam tek forvetli bir sistemle oynuyoruz ve Pinto banko santraforumuz olabilir. Yedeğinde Batuhan var, Enes var hepsi bilindik şeyler zaten ancak bunların hiçbirisi yetenekli bir oyuncunun elden kaçırılmasına olanak sağlayacak sebepler değil bence. Hepsi Bursaspor’da oynamak zorunda değil daha geçen sezon Çaykur Rizespor 1996 doğumlu Ozan Papaker’i 2B Takımlarından Ofspor’da yarım sezon kiralık oynattı ve şimdi A Takımının  yedek santraforu konumunda, bizde bu alternatif hiç düşünülmüyor.  Mert Ilıman’dan öncesi hep umutsuz olduğumuz ve maaş yükünden kurtulmak istediğimiz oyuncuları kiralamayı seçtik biz. 

Oğulcan’ın A Takım seviyesinde olup olmadığının kararını verecek kişi elbette ben değilim ancak bu çocuk verilen bunca emeğin karşılığı olarak  ve gösterdiği başarıların karşılığı olarak Bursaspor’un sözleşmeli oyuncusu olmalıydı bana göre.

Nasıl bir adam ?
Transfer haberleri ayyuka çıkmaya başladığından beri konuyla ilgili en çok duyduğum soru ; ‘’Nasıl bir adam bu Oğulcan?’’ Herşeyden önce benim yeteneğine ve potansiyeline inandığım bir adam Oğulcan.  Adam eksiltmeyi çok seven (özellikle kaleci çalımlamayı :) ) hızlı ve seri bir hücumcu aynı zamanda ceza sahası içinde nerde durması gerektiğini iyi bilen bir adam. Hava topları konusunda ben onu çok iyi bulmasamda A2’de Kasımpaşa’ya attığı kafa golü sonrası A Takım’a çıkarıldığı bilgisinide yazıp kendimi gömeyim. Gol atmayı sevdiği gibi arkadaşlarına attırmayıda alışkanlık haline getirmişti  son sezonunda. Fizik olarak son 2 senede çok iyi aşama kaydettiğinide söylemek gerek,  normal idmanlarının yanında ekstralarını eksik etmeyen bir oyuncu Çağlayan. Ve sadece futbol olarak değil insan olarakta kendini geliştirmenin öneminin farkında ve bu yolda çalışan bir genç. Bunların dışında saha dışında da çok eğlenceli , hoş sohbet ve saygılı bir genç olduğunu söyleyebilirim. Galatasaray’ın onun için doğru tercih olup olmadığını elbette zaman gösterecek. Önünde Sercan Yıldırım gibi bir örnek varken ben İstanbul’un büyüsüne kapılıp futbolu boşlayacağına ihtimal vermiyorum kaldı ki onun kariyerinde henüz Sercan gibi Süper Lig Şampiyonluğu’da yok. Yani Sercan’ın bir çalışıp tutunamadığı yerde Oğulcan’ın  beş-on kat daha fazla çalışıp kendisine şansın doğacağı anda hazır kıta olması lazım. Umarım herşey gönlünce olur güzel kardeşimizin, takipteyiz...

kaynak:
Erhan Konçak | BURSASPOR AKADEMİ

0 yorum:

Yorum Gönder

TeksasTV

 
Powered by Blogger